Tenis, spor dünyası içerisinde en çok takip edilen spor türlerinden birisidir. Ancak ülkemizdeki durumuna baktığımızda sonuçların hiç de iç açıcı olmadığını görüyoruz. Birçok spor dalında uluslararası başarı gösteren onlarca hatta yüzlerce sporcu bulunurken bu sayı teniste birkaç tane ile sınırlıdır. Bu yazımız içerisinde Tenisin Ülkemizde Yaygınlaşmama Sebepleri üzerine konuşacağız.

Tenisin ülkemizde yaygın olmama durumunu hem oyuncu hem de izleyici gözünden ele alacağız. İzleyici gözünden; Tenis oyununda kurallar net olup izleyici, taraftar yorumuna tamamen kapalıdır. Taraftar veya kulübün baskısı oyuna hiçbir şekilde etki etmemektedir. Bunun yanı sıra hakem faktörü de oyun sonucuna etki etmemektedir.

Tenis karşılaşmaları sırasında tribünden kesinlikle ses çıkmaz, izleyiciler oyuna müdahale edemez. Sadece bu madde bile tenise ilginin neden az olduğunun bir göstergesidir. Aynı zamanda tenisin takım ve trübin sporu olmaması, bu spor türünün ülkemizde izlenilmemesine neden olmakta.

Sporcular için durum daha da farklıdır. Profesyonel bir tenisçide fiziki yeterlilik, zeka ve sukunet olması gerekiyor. Öfke, hırs, sıcakkanlılık, motivasyon, hızlı değişen ruh haline sahip kişiler diğer spor türlerinde başarılı olsalar bile teniste başarılı olamıyorlar. Disiplin, sükunet, sakinlik, soğukkanlılık gibi bizim sporcularımızda olmayan özellikler tenis oyuncularına asıl başarıyı kazandırmaktadır.

Tenis oynamak için biraz önce de belirttiğimiz üzere fiziki yeterlilik gerekiyor. Ülkemizde tenis sporunun gerektirdiği fiziki yeterliliğe sahip sporcu sayısının çok az olması, bizi bu alanda başarısız kılmaktadır.

Tenis oyuncuları diğer spor türlerinde ki sporculardan her zaman bir adım ileride olmak zorundadır. Futboldaki gibi sakatlık, kötü performans durumlarında para kazanmaya devam edemezler. Tenisçiler para kazanmak için her zaman başarılı olmak zorundadırlar.

Tenis Sporcu Eksikliği Var Mıdır?

Tenisin Türkiye’de tutmaması birçok nedene bağlıdır. Tenisten daha pahalı olmasına karşın daha çok izleyici kitlesine sahip birçok spor türü vardır. Türk halkı beğendiği ve ilgilendiği bir spora maksimum oranda para harcamaktadır. Para gerçek sporcular için her zaman ikinci planda yer almaktadır. Japonya, İspanya, Arjantin, Romanya gibi ülkelerin 100 yıl öncesinde bile şampiyon tenis oyuncuları bulunuyor.

Birçok kişi eğitmen olmamasından dolayı tenisçi olmadığını düşünebilir. Ancak; ülkemizde birçok tenis hocası ve tenis kulübü bulunuyor. Belirli bir seviyeye gelmiş tenisçilerin tamamı kulüp çatısı altında eğitimler veriyor. Hatta şöyle söyleyelim, ülkemizde tenis kortu olmayan şehir bulunmuyor. Doğusundan batısına her şehirde en az 1 tane kort bulunuyor. Hatta İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya gibi şehirlerin her birinde 30’dan fazla kort bulunuyor. Eğitmen ve kortların olması bile insanların tenise yeteri kadar ilgi göstermesine neden olmamıştır.

TRT, 1970’li yıllarda Wimbledon tenis turnuvasını yayınlamaya başlamıştır. Yani Türk halkı çok eski zamandan bu yana tenisi tanımakta ve bilmektedir. 1970’li yıllardaki tenis kurslarına bile 500’den fazla insan katılıyordu. Katılımın yüksek olmasına karşın devamlılık yok denilecek kadar azdı. Birkaç yıl içerisinde kursa sadece birkaç kişi devam ediyordu.

Türkiye’den gelir seviyesi kat ve kat düşük olan Gürcistan, Şili, Tunus, Arjantin, Uruguay, Kazakistan, Bosna gibi ülkelerin bile teniste başarıları bulunuyor. Bizim bu alanda başarı elde edememizin en büyük nedeni sportif başarısızlıktır. Türk halkı ulusal karşılaşmalarda hiç Türk sporcu görmediğinden dolayı tenise ilgi göstermiyor. Bunun yanı sıra tenis çok uzun süren disiplinli bir çalışma istiyor. Bizim sporcularımızda bu yolu tamamlayabilecek hırs, disiplin ve azim olmadığından dolayı başarı elde edemiyoruz. 85 milyonluk ülkemizin ne zenginin de ne de fakirinde başarılı bir sporcu çıkmıyor: Olur da birkaç uluslararası tenisçimiz olursa ileride daha fazla profesyonel tenisçimiz olur. Tenisin Ülkemizde Yaygınlaşmama Sebeplerini bu şekilde açıklayabiliriz.

Bir yanıt yazın