1877 yılından beri düzenlenen Wimbledon Tenis Turnuvası, her ne kadar dünyadaki 4 grand slam’den biri olsa da, diğer üçünden (Amerika Açık, Fransa Açık ve Avustralya Açık) her zaman farklı bir yerde. Özellikle de sporcuların kıyafetlerinden kullandıkları malzemelere kadar çok sıkı bir şekilde uygulanan “beyaz” kuralıyla. Peki beyaz rengin İngilizler için neden bu kadar büyük bir önemi var?
Aslında Wimbledon’daki bu kusursuz beyazlığın sebebi, başlangıçta bir şekilde belirlenmiş turnuva kurallarına sebepsizce bağlı olmanın çok ötesinde.
Öncelikle, 19. yüzyılın ikinci yarısında düzenlenmeye başlayan bir spor organizasyonunu, şimdiki alışkanlıklarımızla değerlendirmemek gerek. O yıllarda gerçekleştirilen bu etkinlikler, sporun da ötesinde birer sosyalleşme ve bir araya gelme aracıydı aslında. O yıllarda özellikle kadınlar tarafından tercih edilen ve “asil” bir spor olarak değerlendirilen tenis maçlarında, hangi seyirci ter lekesi görmek isterdi ki?
Evet, yanlış okumadınız… Wimbledon’daki bu katı “beyaz renk giyme” zorunluluğun tek sebebi, renkli kıyafetlerde ortaya çıkan ter lekelerinin, seyirci gözünde pek hoş karşılanmamasıydı. Neredeyse 150 yıl boyunca bozulmayan bu kuralın çıkış noktası, aslında bu kadar basit ve çözüme yönelikti.
O yıllarda yalnızca İngiltere’de değil, dünyanın farklı yerlerindeki turnuvalarda da uygulanan “tenis beyazı” kuralı, 1972 yılında Amerika Açık kuralları arasından çıkarıldığı halde Wimbledon’da istisnasız şekilde devam etti.
Bu kuralın ne kadar katı olduğunu anlamak için, şu 3 maddeye bakmak bile yeterli:

• Kullanılan renk, hafif gri veya krem / bej tonlarında dahi olamaz.
• Farklı bir renk kullanılacaksa, genişliği 1 santimetreyi aşmayacak küçük bir parça olabilir.
• Sporcunun giydiği iç çamaşırları renkli olamaz – yalnızca hareket esnasında görünse veya terlemeye bağlı olarak beyaz rengin altından fark edilse bile.

Peki bir sporcu bu kuralı bozarsa ne oluyor diye düşündünüz mü? Hemen söyleyelim: 7 kez Wimbledon şampiyonluğu bulunan dünyaca ünlü oyuncu Roger Federer, tabanı turuncu renk olan Nike tenis ayakkabıları nedeniyle uyarı aldı ve bir sonraki maçta değişiklik yapmak zorunda kalınca, basın toplantısında “Bu kadar da katı kural olmaz.” diye küçük bir serzenişte dahi bulundu!

4 Büyük Grand Slam Turnuvalarından en eskisi ve en bilineni olan Wimbledon Tenis Turnuvasında oyuncalar için beyaz giymek bir zorunluluktur. Katı kurallarla uygulanır. Hatta bir ton farkı bile hakemin uyarılarına neden olabilir. Yahut beyaz dışında ufak bir renk bile.

Wimbledon Tenis Turnuvası eski olmasından mütevellit kendine has gelenek ve kurallara sahip bir turnuvadır. Bu turnuvada beyaz kıyafet giyme zorunluluğu olmasının yanı sıra her sene seyircilere çilek ve krema da ikram edilir.

Wimbledon Tenis Turnuvası, tenis sporunun en prestijli turnuvalarından biridir ve oyuncuların giyecekleri kıyafetler hakkında sıkı bir kuralları vardır. Turnuva sırasında oyuncular, beyaz renkte kıyafetler giymek zorundadırlar.
Bu kural sadece giyecekleri kıyafetler için geçerlidir, oyuncuların ayakkabıları, şapkaları veya başka aksesuarları için bir renk kısıtlaması yoktur. Ancak, beyaz renkten başka renklerin giyilmesi turnuvada hoş karşılanmayacağı için oyuncular genellikle beyaz renkte kıyafetler tercih etmektedirler.
Wimbledon'da, oyuncuların giyecekleri kıyafetlerin beyaz renginin bir parçası olması zorunludur. Bu zorunluluk, gömlek, etek, şort, eşofman, hatta ayakkabılarının beyaz renkli olmasını içerir. Beyaz renk dışında renklerin kullanılması hoş karşılanmaz ama oyuncular tarafından özellikle sponsorluk yüzünden kullanılabilir.